Küresel ısınma sonucu yaşanan iklim değişikliği, meteorolojik değişikliklerin yanı sıra hastalıkların seyrini de etkiliyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “İklim değişikliklerinin yalnızca çevresel sonuçları üzerinde değil sıhhatle bağlı olarak da pek çok hastalığın ve bilhassa akciğerle ilgili hastalıkların seyri üzerinde olumsuz tesirleri olabileceğini öngörüyoruz. Son yıllarda astım ataklarında, KOAH alevlenmelerinde bariz artışlar görülüyor” dedi.
Dünya genelinde global iklim değişikliği ve beraberinde gelen kuraklıkla, sıcak hava dalgalarına maruz kalma riski artıyor. Global ısınma sonucu yaşanan iklim değişikliği, meteorolojik takvimde değişikliklerin yanında bilhassa teneffüs yolu hastalıkların seyrini de olumsuz etkiliyor. Yapılan bilimsel araştırmalar, yükselen sıcaklığın acil tıbbi tedaviye duyulan gereksinimi, hastanede yatış oranlarını ve astım, alt teneffüs yolu enfeksiyonları, KOAH, kalp hastalıkları ve zatürre nedeniyle vefat oranlarını arttırdığını gösteriyor.
“İklim değişikliği global bir sorun”
KTÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “İklim değişikliği global bir sorun. Daha çok çevresel tahribata yol açması istikametiyle ele alınıyor fakat sıhhat üzerinde de pek çok olumsuz tesirleri olacak üzere görünüyor. Özellikle akciğerler bundan çok fazla etkileniyor. Zira akciğerler dışa açık bir organımız. Yani biz her gün daima nefes alıp veriyoruz. Sağlıklı bir kişi dakikada 15-20 sefer nefes alıp verir ve her seferinde yarım litre havayı akciğerlerine alıp veriyor. Bu da dakikada 10 litrelik bir hava alıp vermek manasına geliyor. Soluduğumuz havadaki her türlü biyolojik, fizikî ya da kimyasal faktörler, akciğerde olumlu ya da olumsuz sonuçlar doğurabilir” diye konuştu.
“Hastaların sıklığında besbelli bir artış görülüyor”
Küresel ısınmaya bağlı olarak, iklimdeki değişikliğin hava kalitesine de etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Yaşadığınız bölgeye nazaran yahut ferdî duyarlılıklara nazaran, mesela alerjik yapıda olanlar, daha farklı etkilenebilir. Ya da akciğerde muhakkak bir kronik hastalığı olan, KOAH, bronşit, astım üzere, akciğer sertleşmesi üzere hastalığı olanlar, bu cins değişimlerden daha kolay, daha ağır formda etkileneceklerdir. Dünyada bu iklim ve atmosfer şartlarıyla ilgili, hava kirliliğiyle ilgili yapılmış pek çok çalışma var. Bu çalışmaların sonuçlarına bakıldığında bu etkiyi doğrular olarak gözleyebiliyoruz. Yani soluduğumuz havadaki ziyanlı gazların, tozların artışına paralel olarak hastanelere, sıhhat kurumlarına başvuran KOAH hastalarının, astım hastalarının sıklığında bariz bir artış, astım ataklarında, KOAH alevlenmelerinde besbelli artışlar görülüyor” dedi.
“Süreç önemsenerek sıhhatte adımlar atılmalı”
Küresel ısınmanın önemsenmesi gerektiğini aktaran Prof. Dr. Özlü, “Bu yalnızca hava kirliliğiyle alakalı değil. Mevsimsel olarak da bu döngü farklılaşabiliyor. Mesela mevsim değişikliklerinde ilkbahar ve sonbahar aylarında alerjenlere bağlı olarak astım daha ataklar halinde seyredebiliyor. Bulunduğunuz bölgenin bitki örtüsü, nem oranı ve hava akımı, hava basıncı değiştirdikleri bunlar da etkiliyor. Emboli üzere birtakım hastalıklar hava basıncı değişiklerine bağlı olarak da mevsimsel farklılıklar gösterebiliyorlar. Bu iklim değişikliklerinin yalnızca çevresel sonuçları üzerinde değil sıhhatle bağlı olarak da pek çok hastalığın ve bilhassa akciğerle ilgili hastalıkların seyri üzerinde olumsuz tesirleri olabileceğini öngörüyoruz. Bu sürecin önemsenerek ülkelerde bu tarafta sıhhatte adımlarını atılmaları gerekir” diye konuştu. (DHA)
